Veşteale er-Re'su Şeyben [111]
... Ağarmak; beyazlığı, parıldaması, saçta yayılması ve çoğalmasıyla ateşin alevlerine; her tarafı kaplaması ile de ateşin harlanmasına benzetilmiştir. (Allah, ağaran saçı) yangın yerinden yeniden bitirmiştir. Ardından alevleri saçın bittiği ve kapladığı alana isnad etmiştir ki orası "baş"tır. [112] ... Yani başta ağarma ve beyazlama başladı. (Şeyben) temyiz olması hasebiyle mansub olmuştur. Anlam (şöyledir): Ağarmaktan dolayı baş tutuştu/alevlendi. Eğer beyazlık gerçekten artmışsa (Araplarda) "falancanın başı beyazlıkla alevlenmiş" denir. [113] Şeyb ve me'şib saçın beyazlığı/beyazlamasıdır. [114] ... Alevlendi yani çoğaldı ve yayıldı. [115] "İşteale er-Re'su Şeyben - Baş bembeyaz alev aldı" cümlesinde aklığın yayılması ve çokluğu ateşin odunlar içerisinde yayılmasına benzetildi. "İştial: Tutuşma" kelimesi "intişar: yayılma" kelimesi için müstear olarak kullanıldı. İştial mastarından işteale: tutuştu fiili türetilip "inteşere: yayıldı" manasında kullanıldı. Bunda istiare-i tebeiyye vardır. [116] Özellikle Semerkandi'den yapmış olduğumuz alıntıdan Arapların "falancanın başı beyazlıkla alevlenmiş" şeklindeki söz grubu, saçların ağarması, başta beyaz saç tellerinin hızla çoğalması, adeta herşeyi kasıp kavuran bir yangın gibi etrafa yayılması olgusunu ifade eder. Bu terkibin simgesel ve deyimsel bir dille değil de mot a mot tercüme edilmesi kanaatimizce hatadır. Buna rağmen Kur'an meallerine baktığımızda deyimin Türkçe'ye genellikle lafzı olarak tercüme edildiğini görüyoruz. Elmalı: ... baş bembeyaz alev aldı (saçlarına ak doldu)!.. Çantay.. Başımın saçı tutuşdu. Başıma yangın sardı, yani saçlarım ağardı, ihtiyarladım.[117] D.İ.B.: Saçlarım ağardı. Bilmen; ... Başımın tüyü de tutuştu... Yavuz: ... ve başımın saçı bembeyaz alev gibi tutuştu. Davudoğlu: ... başımı (ihtiyarlıktan) bembeyaz alev aldı. Ateş: ... baş ihtiyarlık aleviyle tutuştu... Bulaç: ... ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu. T, D.V.; Saçım başım ağardı. Y, Öztürk: ... İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Atay: ... saçlarım ağardı. A. Öztürk: ... ve başımın saçı tutuştu, (saçlarım ağardı) Koçyiğit: ... baş, ihtiyarlık ateşiyle alevlendi. Hizmetli: ... saçlarıma ak düştü. Varol: ... başım iyice ağardı. Piriş:... baş yaşlılık ateşiyle tutuştu. Bilmen, Yavuz, Davudoğlu, Ateş, Bulaç, Y. Öztürk, Koçyiğit ve Piriş'in tercümeleri ayetin ihsas ettiği deyimsel anlamı ifade etmekten uzak olup metinde yer alan kelimelerin aynıyla Türkçe'ye tercüme edilmesi kaygısı taşımaktadır. Bu bağlamda tercümelerinde yer alan "başımın tüyü de tutuştu", "başım beyaz alev aldı", "ihtiyarlık aleviyle tutuştu" gibi ifadeler -iyice düşünüldüğünde- ne mantıkî ne de edebî bir anlam taşımamaktadır. Çünkü tercümesi yapılan metin mecazi anlamlarla yüklüdür ki bu gibi metinlerde yer alan bazı kelimeler gerçek anlamları dışında anlamlar taşımaktadır. Çantay'ın meali, dipnotu ile; Elmalı'nın meali, D. Cündioğlu'nun açıklaması ve A. Öztürk'ün meali ise parantez içindeki ifade sayesinde anlam kazanmaktadır. Bunların dışında kalan ve metnin deyimsel yönünü güzel bir şekilde meallerine taşıyan Atay, T.D.V., D.İ.B., Varol ve Hizmetli'nin tercümeleri ise ayetin vermek istediği mesajı gerektiği gibi algılamanın ürünüdür. Yukarıdaki tercümelerde dikkatimizi çeken birkaç husus üzerinde durmak istiyoruz. Dikkat edilirse bazı mütercimler "başımın saçı" şeklinde bir terkibe yer vermişler. Bildiğimiz kadarıyla saç sadece başta olur. Bunun dışındaki herhangi bir uzvumuzda, mesela kollarımızda veya ayaklarımızda saç olmaz. Bu apaçık gerçek ortadayken, alanındaki karizmalarıyla tanınan alimlerimizin dahi bu tür bir ifadeye yer vermiş olmaları şaşırtıcıdır. Bir başka örnek de "başımın tüyü" şeklindeki tercümedir. Yine bildiğimiz kadarıyla başta tüy değil, saç bulunur. Tüy, kol ve bacak gibi uzuvlarda olur. Kaldı ki baştaki saç da olsa tüy de olsa bunun adını koymaya gerek yoktur. Sonuç olarak söz konusu ifadelerin aşağıdaki çevirilerine katıldığımızı belirtmekte yarar görüyoruz: - Saçlarıma ak düştü. (Hizmetli) - Saçım başım ağardı. (T.D.V.) - Saçlarım ak doldu. (D. Cündioğlu) - Saçlarım ağardı. (Atay ve D.İ.B.) vb. Örnek: Rabbim, demişti. Doğrusu yaşlandım, saçlarım ağardı. Sana ettiğim hiçbir duam da karşılıksız kalmadı, Rabbim.
16.02.2009 tarihinden beri 3541 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 10:20